30 Ocak 2008 Çarşamba

BAHÇE KATI

Bir apartmanın
Bahçe katında oturmanın
Bir dolu faydası vardır Selami
Mesela…
Öteberi satanlar
Bir kat aşağıya inmezler
Öyle bir kanı vardır yerleşik
Apartman görevlileri oturur
Alt katlarda

Senden sormazlar gece vakti
Sıhhiyeci Mehmet Efendi’yi
Düzayak değildir kapın
İki numarada oturan
Zahide teyze tarif eder
İnsaniyet namına

Tamam, ilk basılan zil seninkidir
Derli toplu durmak icap eder
“neme lazım”…
Basılmak fikren bile
Rahatsız bir durum
Gece hayatın olmayacak mesela
Yahut masa lambası ışığında
Çıkaracaksın ihtilali mısralarında
Perdelerin örtük olacak sıkı sıkıya
“Bahçe katı, görmezler” demeyeceksin
Meraklısı var bahçelerin
Üşenmeyip gelirler
Karanlıkta pencerene
Seyrederler şiir yazarken
Nasıl canından bezdiğini…

İlham denilen şahsiyet
Gelir gelmez bahçeden başlar
Önce uyuyanları, uyanıkları
Sonra şiire hasta, erken bunamışları
Tespit eder mevsimsiz, vakitsiz
Uğranılacak ilk kişi olduğunu bileceksin
Oturduğun bahçe katında

Karıncalar her bahar
Küçük mutfağına dadanacak nasılsa
Kediler pencerenin birinden girip
Diğerinden
Mutfaktaki yemeğin sonunu yalayıp
Kaçacaklar kovalamasan da

Kabul bahçe katı olunca
Göz yumacaksın kediye köpeğe
Ama ya serçeler
Şehrin orta yerinde
Her sabah müstakil bir kulübe gibi
Pencerelerinde öpüşecekler

Sana gelmeyenler senin zilini çalacak
Bu bile külfet iyi bilirim
Aman be canım
Gelen gidenin yoksa da
Kapımı çalanım var diye sevin
Boşverr… Kime gelmişse gelmiş
Say sabahtan akşama
Dört numaranın torununu karşıla
Yedi numaradaki Ruşen amcayı
Uğurla perdenin arkasında
Ya da bahçene dön yüzünü
Dallara yük olan
Sevinçli serçeleri okşa…

Bir apartmanın
Bahçe katında oturmanın
Bir dolu faydası var Selami…

Hiç yorum yok: