1 Mart 2008 Cumartesi

ANLA

Saçı sakalı uzayan pir’in
Yolu kesilmez
Karınca bile yürüse
Bakmak yürek ister derin gözlerine
Okur diye kalbinden
iyi kötü geçirdiklerini

Ve tüm akıllar yoksundur
Aşkın alfabesini bilmedikçe
Sınıf atlatmazlar adama
Ellerindeki yanıklara inat
Bu sebepten
Her selam vermesinde ehl-i
Gönlüne koyar sağ elini

Sahici bir ay ışığı vardır diyen
Aklı evvel çoktur da
Esastan hükmü bozulan
Bir maşuk bulunmaz
Öyle ulu orta
Ulu Cami’nin avlusunda

Takiyye anlatılan bu aşk masalları
A canım…
Yalancıyı sevmem deme
Seversin uydurunca sevdiğini
Hele bir de kılıfı hazır olmasa
Eline bırakacağı ayrılığın
Alıp kaçasın gelir ya dağa bayıra
Üşürsün tek başına kalakalınca

Bir basamak mı yüksektir
Binincisi mi…
Kaçıncısına kısmetse terk edilişin
O basamak uçurumdur sana
Ne kadar uzak olsa da
Yarılır yer bağrında
Kanar aldatılışına

Bir zaman yalnız uyursun
Hatta unutursun
Kuşlar konar uzayan saçına
Bahar öper dudaklarından
Filiz verir yine gülüşlerin
Giden gittiğiyle kalır
Hiç bir şey olmaz sana
Terk edilse de insan
Yaşamak güzeldir
ANLASANA…

Hiç yorum yok: