19 Mart 2008 Çarşamba

ANLATAMADIM

Tebrik ediyorum kendimi. Bu kadar dürüstçe kendini eleştirebildiği için ve bu kadar kararlı ne istediğini söyleyebilecek bir hale geldiği için. Ne olduğum bende mahfuz olsun yine de.

Çok sevdiğim biri şöyle söylemişti: “yazıların kapalı, açıkça söylemek istediğin bir şeyler var ve sen onları söylememekte ısrarlısın. Seni göremiyorum yazdıklarında”.

Haklı mı? Bunu benden başka kim daha iyi bilebilir. Haklı yahut haksız demeyeceğim. Sevdiklerim aynı zamanda sevildiklerimdir. Hakikaten beni seven herkes mutlaka yazdıklarımı okuyacaktır. Eminim sözün sahibi kendini bulur bu yazıda.

Haklı mı? Sorusuna geri dönelim mi? Hayır geriye dönmeyelim. Geriye dönülmeyecek kadar ilerlemişken geriye bakılacak kadar bile vakit kaybına tahammülü yok hayatın. O halde neden yazılıyor bu yazı. Kendime yazıyorum. Bir gün yalnız kalabilirsem, açıkça yazacağım demiştim. Beklemek istemedim diyelim.

Kiminle mutlu yaşar insan sorusunu soruyorlar çok zaman dolaylı yoldan. Hayatı yan yana yürüyenleri izliyorum, yahut yan yana yürümeye karar verenleri. Sevgili hülya’ya da söylediğim gibi, “bu adamın yanında sürekli böyle dut yemiş bülbül gibi oturacaksan hanım hanımcık işin çok zor. Üstelik sen hayat dolu cıvıl cıvıl harikulade bir kadınsın”. Doğrusu bu. Yalnızlık zor biliyorum. Ama yalnız kalmamak için yahut herhangi bir başka sebepten ötürü evlenmeli mi insanlar. Benden uzak Allaha yakın sözünü işittiniz mi hiç. Cevabım budur. Aşk… Olmadan asla, Rabbim kısmet etmesin hiç kimseye.

Bunaldım bu aralar. Ciddi ciddi içimde bir keder büyüdü. Kendi dahlimde yahut değil, bir sebeple bir dolu şey yapıyorum. Tüm iyi niyetime rağmen, etrafımdakiler üzülmesin diyerek vazgeçiyorum asıl istediklerimden. Üzülüyorum, hem de çok. Zülfüm sen ne kadar haklısın benim can arkadaşım. “Hayatta kendine ettiğin zulümden vazgeçmedin bir tek. Senin hatan değildi üstelik ve senin sorumluluğunda değildi insanların üzülmeleri. Kendini yaktın hep. Kendi isteklerinden vazgeçip yok ettin kendini”. Gözlerimden düşmesin diye tuttuğum gözyaşlarımla itiraf ediyorum evet Zülfü sen haklıydın. Vazgeçtiğim hep kendim oldum. Hiçbir zaman adım adım gidemedim arkadaşlıklarımda bile. Hep son noktadan başladım. Bu sebepten hep kaçınılmaz netice ayrılıklarım oldu. Ayrılığı doğuracak her şeyi yaptım. Yalnızlığımı sevdim belki de gerçekten. Yalnız kalmak için çok uğraştım.

Ve daha kaç defa hesabını vereceğim için için yaşadıklarımın. Yetmeyecek ve hiç bitmeyecek izahat vermeler. Bırakmayacaksınız, sormadan. Bırakmayacaksınız iyice yormadan.

Aşk… ben seni anladım evet. Ama üzgünüm kimseye usulünce anlatamadım…

Hiç yorum yok: