9 Mart 2008 Pazar

SÖYLEYEMEM

Olağan değil bu aşk hali
Tüm hesaplar ayrılık derken bile
Ve tüm sarraflar bir olup
Beş paralık kıymet biçmemişken
Hayatla ölüm arası bu köprü
Hiç kurulmamış olmalı
Olasılığı olmayınca
İnanası da olmuyor adamın
Anası ağlıyor yokluğunda
Her dakikanın…
Saatler kuruluyor köşeye
Kimi Aysel’i bekliyor kimi Veysel’i
Sahi hangi selle geliyor
Bu aşk denen mendeburun
Bitmek bilmez hevesi…

Yokuşun tepesi ayaz, çıkma diyor
Gidesi gelmiyor dizlerimin
Kırılıyor kırlangıçlar gökyüzünde
Şafağım atıyor ufuk çizgisinde
Kızıyorum
Sana değil be kuzum
Gücüm sadece kendime yetiyor
Aramıyorum inadına
Dedim ya bir kere
Senle ne köy olunur ne kasaba
Olsa olsa bir hamur teknesi
Yoğurur gözümün yaşını kata kata

Sen say ki sevmedim ulan
Bilmem ben öyle hesap kitap
Tuzak sorularım olmaz benim
Kadınsın ya çekmek lazım nazını
Çekemiyorum işte istesem de
Gitmek kolayıma geliyor
Yokuş aşağı gerisin geriye
Unut diyorum her adımda
Ağaran saçlarımın tellerine
Bir tutam ah bırakıyorum
Sabahları vazgeçmediğin
Tüm kahve fallarına…

Nazire değil, gidiyorum demem
İstemem dersen gittiğimi bile söylemem
Bil ki sahiden söyleyemem kadınım
O son yolculuğumda
Nereye gittiğimi
Ve giderken gözümü yumup
Hayalinin kulağına neyi fısıldadığımı
Söyleyemem…
İstemezsen işitmezsin
Birlikte bozduğumuz bağın şırasında
Şarap olduğumu ve sağ avucunu
Yüzüne sürdüğünde amin diye
Gözünü yakanın aşk olduğunu
Her seherin soğuğunda
İçimin nasıl kavrulduğunu
Söyleyemem, duymazsın
Çıtım bile çıkmaz
Öylece yürür giderim
Kaybolan bir bozuk para gibi
Ararsın, bulamazsın
Yanıma aldığım eğri gölgemi…

Hiç yorum yok: