20 Şubat 2008 Çarşamba

ÜÇ BİLYELİK SERVET

Hepi topu üç bilyelik servetimle
Sokakların her kuytusunda
Gelip geçen tek tük araba gölgesine
Sererdim dünyaya oyunlarımı
Tüm heybetimle…
Ve içerdim dökülen terimi
Kana kana bir yudum su gibi

Büyümek yaramadı
Çaldılar cam boncuk bilyelerimi
Hasrete vurmuş mısralar
Dolaştırdı ayakkabı bağlarımı
Düştümse boşuna değil
Şiir akıl işi değil...

Eğil huzura varmadan
Sen dediğim ben
Bir söğüdün dökülen dallarına
Dal gibi gövdenle
Bodur bir ağaçsın sen
Annenin sözünü dinlesen
Hiç çıkmazdın ağaç kovuğu evinden
Dizinin dibinde, aşktan uzak
Güvenle gücenmeden
Ne menem bir beladan
Bin defa kurtarırdı saçlarını
Gece vakti gözüne de batmazdı
Kırardı yıldızların çarpık
Çırpı bacaklarını…

Hiç yorum yok: