Benim hoş zamanlarımı tanırsınız
Satırlarımda mısralarımda
Keder de olsa bilirsiniz
Gülen bir yüz var karşınızda
Ve sıcak bir yürek atar
Mısralarımı bıraktığım avuçlarınızda
Sesimin tonunu duyarsınız
Sizli bizli zamanlarımda
Ve bir çift kara göz
Düşer bahtınızın sayfalarına
Yıldızlarınız üşür
Üç noktalı sonlarımda
Hıçkırıklarım çınlar
Uzak bir şehrin bahçe katında
Duyarsınız, umurunuzdadır
Gecenin o karanlığında
"Olmasın" dersiniz
Olmasın n’olur
Kahır yol bulmasın
Ve kararmasın bulutlarımız
Duyarsınız sesimi
İstesem bulursunuz bile izimi
İzinsiz hiçbir avluya çıkmadım
Korktuğunuz gardiyanlarım olmadı
Parmaklıklarım ne kadar sık olsa da
O kadar ummanlar koydum aralarına
Ben hiç esareti içime koymadım
Özgürdüm
Anamdan doğduğum günden beri
Büyüdüğüm o ceviz ağaçları kadar hür
Ve dut ağacının dalları kadar gür
Saçlarım vardı rüzgarda savrulan
Yatırları uyuttum bahçelerinde
Ecinnileri gömdüm geçmişime
Bir ecel vardı korkmadan beklediğim
Ve ben hep hürdüm
Gözyaşımı döktüğüm
Çok sevdiklerim oldu benim
En çok ölüm haberleriyle
Aldatıldığımı düşündüm
Salımdan tutmaya ettikleri yeminler
İnce uzun boynumda yafta oldu
Sallandırdım gülüşlerimi
Dar zamanlarımın ağaçlarında
Çatal çomak çocukluğum
Kadehte balık delikanlılığım
Ve hüzzam şarkılarım çok oldu
İstesem…
Ben istesem dokunurdunuz siz
Mısra aralarıma…
4 Şubat 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder