11 Şubat 2008 Pazartesi

YİNE DAĞLARDAYIZ

Deniz bizi bilmez
Biz denizi tanımayız
Ne zaman dara düşse başımız
Yine kara dağlardayız
Sırtımızda heybe
Elimizde kuru somun
Dilimizde yanık aşkların
Uyduruk türküleri
Savruluruz birlikte sislere…

Ergen açan gelincik tarlalarında
Geç kalmış serinliklerdeyiz
Mor bir lale kederinde
Boynumuz bükük
Başımız dimdik
Bozulmuş şu düzene
Bulaşırız
Üstü örtük küfürlerle…

Yılkı atları imrenir bize
Sürüden ayrı çılgın sevdalarda
Dörtnala süreriz ruhlarımızı
Ezilen her papatyanın dalı
Uzanır saçlarımıza
Yağmurun zerresiyle
Yıkarız dünlerde gelecek günleri
Ve unuturuz günahta sevenleri
Yürürüz yorulmadan
Doğacak tüm seherlere…

Zıtlaşmadan geceyle güneş
Ve dövüşmeden
Sevapla günahlarımız
Barışık bir kalp aralığında
Yol buluruz yaşamalara
Bir çare düşünürüz güllere varan
O dikenli yollarda
Vazgeçmeden şiir şiir
Yazılırız yazgısı kömür kalemlere…

Deniz bizi bilmez, biz denizi tanımayız
Ne zaman dara düşse başımız yine dağlardayız…

Hiç yorum yok: